1 Temmuz 2014 Salı

Yaz Tatili ilk durak: Marmaris - Hisarönü

Dikkat! Bu yazı bol miktarda deniz, kum ve güneş içerir! :))

Bloga bir şeyler yazarken tavsiye mahiyetinde yazılar yazmaktan ziyade kendi deneyimlerimi anlatmayı tercih ediyorum. Konu isterse tatil, isterse doktor, isterse okul olsun herkesin beklentisi birbirinden farklı olabiliyor... Bu nedenle öncelikle, yazıda geçecek hiçbir otel, restoran ya da benzeri yeri önermediğimi; bizim ailece yasadigimiz deneyimler, begeniler ya da olumsuzluklari paylastigimi belirtmek isterim...

Haziran'ın tam ortasına denk gelen bir düğünümüz vardı, hem de Marmaris'te ve o hafta Mert'in okulu kapalı olacaktı. Eh biz de içeriğini tamamen doldurmasak da o haftayı ailemizin tatil haftası ilan ettik. Gerçekten de yola çıktığımız güne kadar tatil haftamızın içeriğini doldurmadık; daha da doğrusu zaman bulup dolduramadık! Bizim için öncelikli konu arabayla çıkacağımız yolculuğu minimum ağlama ile sonlandırmaktı; bunun da yolu maksimum uykudan geçiyordu. O da ancak bir gece yolculuğu ile mümkündü; zira ben de Kerem de gece araba kullanmaktan hiç hoşlanmıyorduk. Şöyle bir çözüm bulduk: Cuma akşamı saat 18:30 Yenikapı-Bandırma feribotuna binecektik ve böylece yolun bir kısımını ve de çocukların uyanık olduğu bir kısmını çocuklarla sakince geçirebilecektik. Sonrasında da amacımız gece yarısı İzmir'e varmış olmak ve orada konakladıktan sonra sabah erkenden yola çıkıp Cumartesi öğlen başlayacak olan düğün kutlamasına Marmaris Hisarönü'ne yetişmekti. Tatil ile ilgili yaptığımız tek plan olan ulaşım planı hiçbir sıkıntı yaşamaksızın süper işledi... Ne "sıkıldım, ne zaman geleceğiz" diye mızıldayan bir Mert ne de yorgunluktan ve sıkıntıdan ağlayan/ bağıran bir İpek ile karşılaştık...



Düğünün olacağı ve bizim de konaklayacağımız Golden Key Hisarönü'ne geldiğimizdeki ilk izlenimim de orada geçirdiğim iki günün sonunda ayrılırkenki son izlenimim de aynı oldu: "çocukla çok çok rahat edilen, keyifli tatil geçirilebilecek bir otel"... Öğlen geldiğimizde otelin sahilindeki geniş çimenlik alanda düğün pikniği başlamak üzereydi. Düğüne uygun plaj giysilerimizi giydik ve kendimizi çimlere bıraktık. İpek bütün alanı emekleyerek gezinirken Mert de kah çimlik alanda kah kumsalda, zaman zaman düğün modundan çıkıp tatilci moduna geçerek ve kendini denize atarak gündüzün keyfini sonuna kadar çıkardılar... Arada yorulan İpek Hanım ağaçlar altında serin bir köşede uyuyarak bana ayrı bir huzur da kattı:)) Sonrasında akşam havuz kenarında daha düğün formatına geçerek devam ettik eğlenceye... Kısacası oldukça eğlenceli bir düğün günü ve gecesi geçirdik ailecek:)




Tatilimiz plansız başladı ama plansız devam etmedi; tatilin genelinde bir ya da iki günlük planlar yaparak devam ettik tatil haftamıza... Golden Key Hisarönü'nde düğün nedeniyle bir gecelik olan konaklamamızı da otelden çok keyif alınca günlük planlamamız çerçevesinde otelde yer de olunca bir gece daha uzattık. Otelden neden memnun kaldık? Çünkü biz (yani ben ve Kerem) kocaman tatil köylerinde tatil yapmaktan keyif almıyoruz; otelden havuza yürü, havuzdan denize taşın, denizden yemek saati gelince haydiiiii restorana, "eyvah yemek saati bitiyor; acele edelim" telaşı içerisinde bir bakıyorum ben tatilin sonunda bayağı bir yorulmuşum. Bu nedenle tercihlerimiz daha düz ayak, deniz, kum, yemek yenecek yer ve oda birbirine birkaç adım mesafede olan oteller... Hatta hatta sahilini, plajlarını gezebileceğimiz, gittiğimiz yerde otel yemeği dışında pek çok alternatif bulabileceğimiz yerler... Golden Key Hisarönü de böyle bir tatil sunuyor bence... Marmaris'ten Selimiye, Bozburun tabelası yönüne sapıp 20 dkika kadar gittikten sonra geliyorsunuz Hisarönü'ne... Yandex ile oteli bulmaya çalışıyorsanız dikkat, neden bilmiyorum otelin olduğu yerden 1.5 km ötede gösteriyor oteli... Tesadüfen yoldaki küçük tabelayı görünce döndük biz ve otele ulaştık. Otel ağaçlar arasındaki ikişer katlı minik yazlık formatında evlerden oluşuyor, alt katı ayrı bir oda üst katı ayrı... Yani bizim kaldıklarımız öyleydi, farklı oda formları da var sanırım.  Odaların içi tahta, önü çim ve taşlık... Tüm evlerin ortasında orta büyüklükte bir havuz ve otelin restoranı var. Otelin havuzunda düğün gecesi havuza atlayan bizler dışında kimseyi görmedim diyebilirim. Deniz o kadar güzel ki, havuz olmasa da olurmuş. Zaten benim için havuz her daim gereksiz ayrıntı :)) Plaja inerken geçtiğimiz geniş çim alan bizim için harika bir alandı. Denizden çıkıp güneşin tam tepede olduğu saatlerde çim alana geçip oradaki tenteli şezlonglarda uzandık, Mert etrafta koşuşturup durdu, çocuk parkında oynadı, babasıyla masa tenisi denemeleri yaptı ve koşturduğu her alanı buradan görebildik, üstüne bir de deniz bisikleti turu yapınca buraya bayıldı! İpek de çimlerde bütün bir gün emekleyip durdu, yorulunca da uyudu... :) Otelin restoranında tatil köylerindeki gibi (gereksiz) envai çeşit seçenek yok; az ama öz, yediğim çoğu şey de gayet lezzetliydi...



Benim için yaz tatili deniz, kum, doğa, temiz hava, eh biraz da fırsat bulunca uzanabilmek demekse ben Golden Key Hisarönü'nü çok sevdim. "Burada bütün yaz kalırım, burada insan kitap yazar" falan diyordum ki Kerem hayallerimi "sıkılırsın o kadar uzun süre!" diyerek yıkıverdi...

Cumartesi ve Pazar günlerini Hisarönü'nde geçirdikten sonra plansız tatilimize "yanımıza pasaportları alalım belki Rodos'a geçeriz" diyerek ihtimal verdiğimiz Rodos ile devam etmeye karar verdik. Pazar gecesi Marmaris- Rodos denizotobüsü için biletlerimizi aldık, bavullarımızı toparladık ve Pazartesi sabahı erkenden otelden ayrıldık...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder