lohusa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
lohusa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Aralık 2014 Salı

Lohusa Depresyonu ve "Lohusayım Farkındayım" Semineri

Google'ı açın, "Lohusa" yazın, bakalım devamında vereceği ilk öneriler neler olacak? Ben "Lohusa Depresyonu"nu ilk sıralarda görürdüm diye tahmin ediyordum ancak ilk sıralar "Lohusa Şerbeti", "Lohusa Gecelik", "Lohusa Tacı" ve "Lohusa pijama" tarafından çoktan kapılmış!!! Hamilelikte yapılan aramalar çoğunlukta demek ki diye düşünüyorum ve demek ki hamilelik sonrası yaşanma olasılığı her 5 annede 1 olan "Lohusa Depresyonu" bunlar kadar merak edilmemiş!

Oysaki, geçen haftaki "Lohusa Depresyonu Farkındalık Haftası" kapsamında katıldığım seminerden aklımda kalan en temel öneri "Hamileyken çevrenizi lohusalık döneminize hazırlayın!" oldu...

15 Aralık 2014 Pazartesi

Lohusa Depresyonu Farkındalık Haftası içindeyiz...

Perihan, benim ilk, internet ortamında takip ettiğim bir blogger anne idi, sonra çocuklarımız aracılığı ile tanıştık ve arkadaş olduk... Şimdilerde hem hala takip ettiğim bir blogger hem de ara ara bir araya gelip çocuklarımızı, hayatlarımızı konuştuğumuz, açık sözlülüğünü de ayrıca çok sevdiğim bir arkadaş :)  Kendi blogunu takip ettiğim gibi zaman içinde kurucularından olduğu ve çok değerli paylaşımları olan "Uykusuz Anneler Kulübü"nü de merakla takip ettim. Şimdilerde bu kulüpten ne zaman atılacağımı ve kesintisiz uykularıma ne zaman geri döneceğimi merakla bekliyorum :)

Uykusuz Anneler, uykucubebek.com ile elele vererek Aralık ayının 3. haftasını Lohusa Depresyonu Farkındalık Haftası olarak ilan ediyorlar  ve bu konuda çalışmalar yapıyorlar...



Yarın (16 Aralık Salı)saat 13.00'da Hisar Hastanesi'nde Uzman Psikolog Aysun Bal Ömeroğlu'nun konuşmacı olacağı  "Lohusayım, Farkındayım" semineri gerçekleşecek... Yakınlarda doğum yapacaksanız ya da yeni anneyseniz veya yakınlarda baba olacak ya da olduysanız dinlemekte fayda görebileceğiniz bir seminer.

17 Kasım 2013 Pazar

Lohusa olmak ya da olmamak...

Konu ne olursa olsun annelik, çocuklar, bebekler üzerine bir sohbet oldu mu annelerle biraraya gelmeyi seviyorum... Bu buluşmaların ardından genelde kendimi daha bi' hafiflemiş hissediyorum... Perşembe günü de annelerle ve anne adaylarıyla İnternet Anneleri'nin düzenlediği "lohusa depresyonu" konu başlığında buluştuk.

Mert de İpek de doğduktan sonra bir lohusa depresyonu yaşadığımı düşünmedim ama ara ara ani çıkışlarımın, sabırsızlıklarımın da bu hormonal değişikliklerden etkilendiğini pek de göz ardı etmedim... Bakalım bu konunun uzmanı ne diyecek, bu durumu yaşayanlar/ yaşamayanlar ne anlatacak diyerek ben de Mert'i okula bıraktıktan sonra İpek her zamanki gibi çanta formatında üzerime bağlı olarak yerimi aldım...

Neler konuştuk?

  • Lohusa depresyonu demek yerine lohusa sendromu demeyi tercih ettik öncelikle.
  • Lohusa sendromu, doğum sonrası genelde 6 hafta içinde başlayan ve 7-10 gün süren, kendiliğinden düzelen bir süreç.
  • Geçmişte bir depresyon yaşanmışsa, evlilikte sorun varsa ortaya çıkma ihtimali daha yüksek
  • Eskiden duygu bozukluğu olarak nitelendirilirken şimdilerde daha çok düşünce bozukluğu olarak nitelendiriliyor.Annenin bebeğe hazır olup olmaması, hem annenin hem babanın bebeği istemesi sendromun ortaya çıkışını belirleyen önemli etkenler. Ayrıca kişinin kendi geçmişinde kendi ailesi/ anne-babasıyla sorunlarının olup olmaması da bu durumun belirleyicilerinden.
  • Genelde sıkıntı gün içinde değil hava karardıktan sonra başlıyor.
  • Bu durumda "bebeği görmek istemiyorum" diyebiliyor anne...
  • Baba desteği varsa sorun yaşama ihtimali azalıyor. Eşlerin daha önceden halı altına attığı sorunlar varsa sorunlar doğum ile birlikte ortaya çıkabiliyor.
  • Bu süreçte bedensel rahatlama çok etkili - spor yapılması, ter atılması vs...
  • Bu süreçte duygusal boşalım da çok önemli- ağlamak 
  • Sözsüz müzikleri dinlemek, nefes teknikleri kullanmak rahatlatabilir.
  • Hepimizin adaptasyon sürecine ihtiyacı var. Yeni bir eve taşındığımızda, yeni bir işe başladığımızda bile alışma süreci yaşıyoruz.
  • İnsan hayatında 'an'ın iki hırsızı var: biri 'geçmiş pişmanlığı', diğeri 'gelecek kaygısı'...
  • "Neden" sorusu yerine çözüme yönelik "nasıl?" sorusunu sormak daha doğru.
Uzman Psikolog Aycan Bulut'tan bunları dinlerken arada biz anneler kendi hikayelerimizi anlattık. Sanırım bu hikayeleri dinlerken en çok gülümsediğim cümle: "ben lohusa sendromu yaşadığımı düşünmüyorum ama eşim düşünüyor!!!" oldu:))) 

Bence lohusalık ve devamındaki süreçte es geçilmemesi gereken bir konu daha var, sohbet sırasında herkes kendi yaşadıklarını anlatırken ben de bunu paylaştım: doğum sonrası mutlaka tiroid ile ilgili kontrollerimizi yaptırmalıyız. İlk doğumumda, 6 ay kadar sonra işe yeni döndüğüm zamanlardı, sürekli yorgunluk halindeydim ve bunun bebek-iş-ev üçgenindeki koşuşturmacadan, süt verme ve işte süt sağma süreçlerinde yorulmuş olabileceğimden dolayı olduğunu düşünüyordum. Aşırı kilo verme ve sinirlilik hali de eklenince Kerem, benim bir endokrin uzmanına görünmemi önerdi ve tiroid değerlerimin yüksekliği ile orada tanıştım! Konunun uzmanı değilim ama o dönem hayat kalitemdeki düşüşü hatırladığımda etrafımda doğum yapacak ya da yeni yapmış tüm arkadaşlarıma bu konuda bir hatırlatmada bulunuyorum mutlaka...

Perşembe günü bu konuyu konuşmamıza, anneler arası paylaşım yapmamıza vesile olan İnternet Anneleri'ne, bize değerli bilgiler veren Aycan Hanım'a ve buluşma için alan sunan Brandium Joker Mağazası'na teşekkür ederim. Bu sohbet süresince Kindyroo da henüz yürümeye başlamamış bebeklerle bir aktivite yaptı ancak bizim minik hanım tüm sohbet süresince uyuduğu için kendi yaşına uygun :)) aktiviteye katılamadı ancak arada duyduğum keyifli seslerden bebeklerin ya da en azından annelerinin çok eğlendiklerine eminim...

Bu arada google'da "lohusa" kelimesini yazınca "lohusa sendromu", lohusa şerbeti, geceliği, tacı, pijaması, gecelik sabahlık takımları, şekerinin ardından 7. sırada çıkıyor... Bundan bir anlam çıkarılabilir mi bilmiyorum ama güzel bir temennide bulunmak istiyorum: bizi sıkıntıya sokacak konular umuyorum hep böyle son sıralarda yer alır...