gençlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gençlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Ekim 2013 Çarşamba

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Semineri'nin ardından...

Dün Mert'i okula bıraktıktan sonra son zamanlardaki klasik görünümümde yani İpek üzerime bağlı halde evin kızları olarak "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Semineri"ne katıldık birlikte:)

İz Koçluk, Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu Derneği ve İnternet Anneleri'nin ortaklaşa düzenlediği bu seminerde İz Koçluk'tan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Koçu Elgiz Henden ve dünyada DEHB'li gençlere koçluk hareketini başlatan Amerikalı koç Jodi Sleeper-Triplett'i dinledik. Bu seminere katılmamdaki ana neden Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite sözcüklerini gündelik hayatımızda çok duymam ve aslında ne olduğu ile ilgili bilgilenmek ve farkındalık kazanmak istememdi. Çocuklar biraz hareketli oldu mu yerinde duramadı mı sokaktaki insanların bile "hiperaktif galiba!!" diye teşhis (!!) koymaları kaçınılmaz, okula giden çocuklardan disiplinaltına girmeyen çocuklara "hiperaktif" sıfatının eklendiğini son yıllarda çok duyuyoruz...Ben de bu hem hiperaktivite ve dikkat eksikliği gerçekten ne demek, bu bir  rahatsızlık mı, nasıl anlaşılır gibi sorulara yanıt bulmak için seminere katıldım, aldığım notları konuyu merak edenlerle paylaşmak isterim:

* DEHB nedir?- DEHB beyin temelli,gerçek tıbbi bir bozukluktur. Yaş,cinsiyet, zeka seviyesi,din, ırk, sosyoekonomik duruma bakılmaksızın herkesi ve her yaşı etkileyebilecek bir bozukluktur.

*DEHB'nin nedenleri zor bir doğum, düşük doğum ağırlığı, beyin hasarları, hamilelikte sigara ve alkol kullanımı olabileceği gibi çevresel faktörler de olabilir.

*DEHB'yi teşhis etmek karmaşık bir süreçtir. DEHB'nin varlığını teşhis edebilmek için kişinin, semptomların en az 6 ay boyunca önemli bir kısmını gösteriyor olması, günlük yaşamında belirgin sorunlar yaşıyor olması gerekir. Teşhis sürecini karmaşık hale sokan,bu semptomlar normal davranıştaki sivrilik formunda görülebilir.

(İz Koçluk DEHB Koçu Elgiz Henden ile yapılan bir röportajdan alıntı: Eğer çocukları yerinde duramıyorsa, sessiz ve sakin oynamakta güçlük çekiyorsa, yerli yersiz koşup tırmanıyorsa, oturması gereken yerde uzun süre oturamıyorsa, çok konuluyorsa, sırasını beklemekte zorlanıyorsa ve sözünü sürekli kesiyor ve sabredemiyorsa bu tür çocuklar için hiperaktivite konusunda, yönergeleri başında sonuna izleyemiyorsa, evde ve okulda malzemelerini unutuyorsa, detayları atlıyorsa, bir işe konsantre olmakta zorlanıyorsa, düzensiz ise, ilgileri kolayca kayboluyorsa dikkat eksikliği konusunda şüphelenmek gerekir. http://workingmother.com.tr/index.php/no-menu/item/707-çocuğunuzda-dehb-olduğunu-nasıl-anlarsınız)

*DEHB'li bir çocukla iletişim kurarken ebeveynlerin zorlayıcı dili değiştirmesi ve olumlu bir iletişim dili seçmesi önem taşır. Yargılayıcı cümleler yerine destekleyici cümleler tercih edilebilir. Çünkü dil değişmeden düşünce değişmez. (Zeynep'in notu: ben bu dil değişikliğinin sadece DEHB'li çocuklarda değil tüm çocuklarda olumlu sonuç verebileceğine inanıyorum) :

- "bunu yapmana izin veriyorum" yerine "senin için iyi/ senin için sorun değil"
- "-meli/-malı" yerine "olabilir"
- "zorundasın" yerine "tercih edersin"
- "bu bir ayrıcalıktır" yerine "bu senin için özeldir"
-"uyarıyorum" yerine "hatırlatıyorum"
- "bekliyorum" yerine "tercih ediyorum"
- "söylemiştim" yerine "istemiştim"

*Anne babalığın zorluğu doğruyu bilmeye rağmen yanlışa izin vermek...
* Evde DEHB'li bir çocuk/ genç varsa mutlaka başka bir DEHB'li birey daha vardır.DEHB'nin genetik özelliği var ve bu nedenle ebeveynler DEHB'li çocuklarının en az kendileri kadar başarılı olabileceğine
inanmalı.

*DEHB'li bir çocuğa yapacakları adım adım listelenerek verilmelidir. Örneğin "git odanı topla" demek bir şey ifade etmeyecektir, çocuk nereden başlayacağını bilemez. Pencereyi aç, çamaşırları sepete at gibi yapılması gerekenler adım adımlistede belirtilmelidir. Okuma yazmayı henüz öğrenmemiş çocuklar için resimli liste hazırlanabilir.Listenin sonuna da "ihtiyaç duyduğunda ben buradayım" eklenmelidir.

Öğretmenler için kısaca...

 DEHB olmak nasıl bir şey?
- yağmurlu havada silecekler olmaksızın son sürat ilerlemek gibidir.
- parazitli bir radyoda sevdiğin müziği dinlemeye çalışmak gibidir.
- Şefi olmayan orkestrayı dinlemek gibidir.

Bir dersi anlatmaya başlamadan önce DEHB'li öğrenci hazırlanmalıdır. Konuya ait kilit kelimeler verilmelidir.

Beden dilini kullanmak önemlidir. Öğretmenle öğrenci arasında sınıfın geri kalanının bilmeyeceği bir dil geliştirebilirler. Sınıf içinde öğretmen bir soru sorduğunda DEHB'li öğrencinin elini kalem tutarak kaldırması "bu sorunun cevabını biliyorum.", kalemsiz kaldırması "bu sorunun cevabını bilmiyorum" olarak kodlanabilir örneğin. Çocuğu anlaşılmak motive edecektir.

6 basamakta DEHB'yi ele almak:
1. harekete geçmek: planlamak,önceliklendirme yapmak ve aksiyona geçmek
2. odaklanmak: kimse sevdiği bir aktiviteden daha sıkıcı bir aktiviteye geçmek istemez bu nedenle sıralama tam tersi şeklinde olmalıdır.
3. çabalamak:
4. duyguları kontrol etmek: örneğin bir öğretmenin keskin bir şekilde "hayır bu söylediğin yanlış" demesi çocukların duygularını yönetmesi açısından zordur
5. zihin açıklığını düzenleyecek bir aktivite bulmak: bazı kişiler için bu spor olabilir.
6. hatırlamak: kısa süreli hafızaları zorlayıcı olabilir. Yapılacakların sıralı olarak belirtilmesi ve tekrarlanması önemlidir.

* Jodi Sleeper-Triplett'in uyguladığı ve bizlere anlattığı DEHB koçluğunun modelindeki anafikir şöyle: sadece önceliklendirmeyi öğrenerek DEHB'li bireyin hayatı daha kolay bir hale gelebilir. Koçluk süresince uygulanan model şöyle: önce hedefleri belirle, aksiyon adımlarını koy ve uygula, aksiyon sonrası ödüllendir ve kendine güvenin gelişimine katkı sağla.

İz Koçluk'un okuma materyalleri arasında ise yararlı olabileceğini düşündüğüm şu notları paylaşmak isterim...

DEHB olan çocukların anne babalarına tavsiyeler (Dr. Russel Barkley):

1. Kurallar koyduğunuz zaman bunların çok spesifik olmasına dikkat edin ve kuralları yazıp asın.
2. Ödülleriniz çocuklarınız için anlamlı ve güçlü ödüller olsun.
3. Sık sık geribildirim yapın, çocuğunuza onun ne yaptığının farkında olduğunuzu gösterin.
4. Çocuğunuza beklentileri ve planları konusunda yardım edin.
5. Çocuğunuzun iyi günleri olabileceği gibi kötü günleri de olabileceğini göz önünde bulundurun.
6. Olumsuzlar, yapamadığı şeyler, cezalara odaklanmak yerine olumlulara odaklanın.
7. Bir karakter sorunu ile değil bir biyolojik sorunla mücadele etmekte olduğunuzu her zaman hatırlayın.
8. Çok konuşup nasihat vermeyin, davranışlarınız daha öğretici olacaktır.
9. Espri anlayışınızı kaybetmeyin ve sabırlı olun.
10. Kendinize ve çocuğunuza karşı hoşgörülü olun. Bu işte birliktesiniz ve elinizden geleni yapıyorsunuz.

Seminerin sonunda kendisinde DEHB olduğunu belirten bir katılımcının sözleri aklımda çok yer etti: "DEHB'nin bir hastalık olmadığı ve bu durumda olan çocukların aslında 'normal' dediğimiz insanlardan farklı düşünerek dünyamızda farklılıklar yarattığı, daha yaratıcı olabildikleri ve bu insanlarla zaman geçirmenin çok keyifli olduğu..." cümleleri aklıma kazındı. Genel olarak "farklı" olanı kırmızı kalemle işaretleyen bir toplum olduğumuzu düşündüğüm için bu cümleler bana çok çok anlamlı geldi.