arkadaşlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
arkadaşlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Eylül 2013 Perşembe

Bugün bana çok iyi geldi... Çocuk çocuğu istiyor anne de anneyi...

Bundan 1.5 sene kadar önceydi... Ben daha yeni iş hayatından çıkmış, full time ev hayatına alışmaya çalışıyor ve yeni taşındığımız evi bir düzene sokmaya çalışıyordum... Mert henüz 2 yaşında bile değildi... Yeni eve ve 1 yıllık Avrupa yakası macerasından sonra geri döndüğümüz Anadolu yakasına alışmak çok zor olmadı bizim için ama tüm arkadaşları çalışan ve çalışmayan "anne" tanıdığı olmayan benim için full time ev hayatı bilinmezliklerle doluydu... Çok sıkıcı olabilir miydi, evet belki....

Avrupa yakasındayken ve çalışıyorken Mert'i hafta sonları götürdüğümüz ebeveynli bir oyun merkezi vardı. İstanbul'da çok bilinen ve farklı semtlerde de şubeleri olan bu merkeze kayıt ettirdim Mert'i ilk iş olarak. Avrupa yakasındaki şubeden o kadar memnundum ki Anadolu yakasındakinden memnun olmayabileceğimizi düşünmedim bile! Ocak- Şubat ayı gibi başladığımız yeni "okulumuz"da ilk dikkatimi çeken şey iki şubenin birbirinden iletişim olarak ne kadar farklı olduğuydu ama çok da takılmadım. Sonuçta kış mevsimiydi, dışarıda çok fazla seçenek yoktu ve ne yazık ki ev hayatına ait benim de bir çevrem yoktu. Biz "okulumuza" yaklaşık 3-4 ay devam ettik. Ara ara ben uygulamalara kızdım, ara ara Mert içinde bulunduğu 2 yaş krizleri ile gitmeyi ya da orada oynamayı reddetti ama biz devamlılığımızdan ödün vermedik.

Artık dönemimizin son haftaları gibiydi, anneli "sanat" dersimizde yanımdaki bir anne ile ufaktan çocukların saçlarını nerede kestirdiğimizden, memnun olup olmadığımızdan vs konuştuk. Konuşmanın sonunda "biz haftada bir 3 anne 3 çocuk birimizin evinde ya da dışarıda buluşuyoruz;sen de Mert'le birlikte bize katılmak ister misin?" diye sordu.O anda gözümdeki parlamayı bilmem farketmiş midir ama içimdki mutluluğu anlatamam...

Bugün bu hikayeyi yazmak istedim... Uzuuun yaz tatilinden sonra bizim çocuklar bugün (1 eksikle- o eksiği de haftaya tamamlayacağız :) ) bir aradalardı. Zaman zaman çığlık çığlığa koşuşturdular, zaman zaman grubumuzun tek ve değerli "kız çocuğu"nun odasında oyuncaklarla oynadılar, arada oturup birlikte çizgi film izlediler... Biz anneler de durup durup "ya bunlar iyice çocuk oldular" "artık bayağı bayağı birlikte oyun oynuyorlar." "ay biz ne iyi oldu da biraraya geldik" gibi cümleler kurduk...

Ara ara kızdığım, buraya niye geliyoruz ki dediğim aktivite merkezine iyi ki gitmişiz Mert'le birlikte diyorum sürekli; iyi ki gitmişiz de çok keyifli, annece delirdiğimizde birbirini anlayan "boşver bizde de aynıları"oluyor diyerek birbirini rahatlatan, çocukların birbirine "arkadaşım" dediği bir "oyun grubu" kurmuşuz (biz kurulu düzene dahil olduk gerçi:))

Çocuklar (galiba) 3 yaşını geçtikten sonra (daha çok) etrafında çocuk istiyor, çocuk çocukla daha çabuk daha sağlıklı büyüyor bence; ama anne de yanında/etrafında anne arıyor... Anlaşılmak,aynı dilde konuşmak yaş kaç olursa olsun insana çok iyi geliyor...

Bugün de bana çok iyi geldi:)

28 Nisan 2013 Pazar

bir doğumun hatırlattıkları...

1996 Temmuz'u 15 yaşındaydım... Ortaokulu bitirmiş 2 ay sonra liseye başlayacaktım. Kendimce artık kocaman kız olmuştum yani... Annemle babam da o dönemde "kendimce" büyüdüğümü düşünmüş olmalılar ki hayatımda ilk defa yalnız başıma beni 3 haftalığına İngiltere'ye dil okuluna göndermeye "tamam" dediler... Ben ki o döneme kadar bir arkadaşımın evinde kalmak istediğimde annem ve babamdan hep "arkadaşın bizde kalsın." cümlesini duymuş bir ergendim!!...

İlk kez yurtdışına, hem de yalnız çıkacak olmanın verdiği heyecanla havaalanında 3 hafta birarada olacağım gruptakilerle tanışırken sürekli konuşan, üstünde çamaşır suyu ile desen verilmiiş ilginç bir şortu olan bir kızla sohbet etmeye başladık. Konuştukça aslında yıllardır birbirimizin dibinde yaşadığımızı öğrendik, 2 ay sonra da tesadüf müdür kader midir bilmem aynı okulda okumaya, yan yana apartmanlarda oturmamız dolayısıyla da aynı serviste gidip gelmeye başladık...

17 sene olmuş neredeyse... O "bıdı bıdı" konuşan kız arkadaşım, dostum olmuş... Bugün sabaha karşı 5'te de minik Batucuk'un annesi oluvermiş...

Dün öğlendi beni aradığında "galiba doğuma gidiyoruz" dediğinde... Dün akşam hastaneye uğradığımızda sanki doğuracak o değilmiş gibi yine "bıdı bıdı" konuşuyorduk. Bugün hastane odasına girdiğimde kucağında bir bebek annesinin sütünü emmeye çalışıyordu... Çok fazla duygu ve düşünce geçti bugün kafamdan/içimden; ama en çok da Tuba'yı ilk gördüğüm günün resmi, havaalanındaki tanışmamız geldi aklıma... Bugüne ait olan bir resim olarak da buraya yazmak istedim... Hoşgeldin Batucuk, inşallah hayatın hep bugün doğmayı seçtiğin gibi kendi seçimlerinle ve güzelliklerle şekillenir, hep keyifle yaşarsın:)))