6 Nisan 2015 Pazartesi

Çocuklarla Bir Kış Tatili: Sarıkamış

Ben kayak yapmayı öğrendiğimde 8-9 yaşındaydım... Annemle babam kaymıyorlardı ama benim ve ablamın kayması için hemen hemen her kış bizi Uludağ'a götürdüler ve her sene kendi çapımızda ilerlememize fırsat verdiler. Üniversite yıllarımızda ve evlendikten sonra da Kerem'le her sene kısa da olsa mutlaka dağa gidip kayağa zaman ayırdık hep... Taa ki Mert doğana, büyüyene ardından İpek gelene kadar...

Bu sene artık Mert'e de kaymayı öğretmeyi planlıyorduk. Geçen ilkbahardan bu kış için yurt dışı kayak planı yapan arkadaşlarımıza katılmayı istesek de geçen sene henüz 8-9 aylık olan İpek ile 1 sene sonrasının kayak tatilini planlama cesareti gösteremedik. Bu kış gelince de nereye gitsek, ne yapsak diye bakınırken ben de Kerem de Uludağ'dan bile isteye kaçındığımızı gördük... Son birkaç gidişimizde olan kalabalık, kimi zaman olan düzensizlik ve aslında başka yerleri duydukça/ okudukça daha çok fark ettiğimiz pistlerin aslında hiç uzun olmaması gibi nedenlerle Uludağ seçeneklerimiz arasına girmedi. Aklımızda Bulgaristan, Bansko vardı ama orayı da az zamanımız olması nedeniyle vize işleri ile uğraşmak istemediğimizden eledik. Tam gitsek ama nereye gitsek dediğimiz bir zamanda farklı iki kaynaktan arkadaşlarımın Sarıkamış tatiline denk geldim.

Biraz sorgu sual, biraz araştırma derken aynı gün uçak biletlerimizi rezerve ettirmiş bulduk kendimizi... Sonra bir baktık bizimle aynı tarihte gelebilecek Mert'in okul arkadaşının ailesi de var; otelimizi seçtik, planımızı yaptık ve Mart'ın ikinci haftası kendimizi Sarıkamış'ta bulduk...



Tatil süresince burayı bozmamak için çok dillendirmemek lazım diye düşündüğümü itiraf etmeliyim! Ama oradaki tesislerin sürekliliği ve bize sundukları güzel hizmetin devamı için kalkınmaya, ama umuyorum ki bozulmadan kalkınmaya, ihtiyaç var...

Biz Sarıkamış'ta Çamkar Otel'de kaldık, kayak odasından kayakları alıp, birkaç adımda piste varabilecek kadar pistin dibinde... Lobisinde oturup kayanları izleyebildiğimiz, odada bir şey unuttuğumuzda ya da öğle yemeği için otele geldiğimizde öyle dolanmamıza pek de gerek olmadan her yere varabildiğimiz bir otel... Çocukların akşam lobisinde oyun oynadığı, koşturduğu rahat bir otel... Her öğün bizim çocukların, biri 5, biri 5,5, biri de 1,5 olmak üzere seve seve yemeklerini yedikleri bir otel... Tabii gün içindeki hareketlilikleri ile aç kurt gibi masaya oturmalarının da etkisi vardır ama ben de genelde dağ otellerinde sadece makarna yiyen biri olarak yemeklerini gayet beğenerek yedim. Temiz bir otel ayrıca...

Gelelim,çocuklarla kayak macerasına... Mert'in ayağına kayakları geçirmesi ve pist başında bizim biraz adım çalışmamızla başladı süreç. Sonra iki arkadaşı hocaya teslim ettik.Geçen sene kayağa başlamış olan arkadaşı hoca ile kaymaya başlarken bizimki tepeye çıkınca çark etti! Pistin tepesinde yere oturdu ayağında kayaklarıyla ve "beni buradan hayatta kimse kaymaya ikna edemez!" diye söylenip durdu önce... Hocaya bize biraz zaman vermesini rica edip Mert'i önce bir iki kez ben kaydırdım... Sonrasında öğlen hocaya teslim ettik. iki gün içinde aldıkları birkaç saatlik dersin sonrasında Mert, kaymaya başlamış; arkadaşı ise geçmiş senenin üzerine dönüşleri katmıştı... Spor yapmanın bir çocuğun öz güvenini geliştirip geliştirmediğini merak ediyorsanız, bir sporu öğrenme ve yapma sürecini izleyin diyebilirim! :)

5 günlük kayağı bol tatilimiz süresince çok keyifli zaman geçirdik... Sarıkamış'ta hava süperdi, hiç kar yağdığını göremedik ama pistler Mart ayı bile olsa çok rahat kayak yapılabilir durumdaydı. Bizim kaldığımız Sarıkamış Bayraktepe Mevkii'nde 7 adet pist var: 1 numaralı pist Uludağ'ın kolay pistleriyle kıyaslandığında oldukça uzun ve geniş. Eğimi de çok değil, böylece uzunca bir yol az bir eğimle kayılabiliyor ve öğrenme için çok elverişli. 1 numaralı piste paralel 2 numaralı pist var;ancak bir kısmına kızak pisti yapılmaya başlanmış ve henüz yapımı tamamlanmamış, bu nedenle bu pisti kullanmadık. 1 numaralı pistin tepesine çıkmak için kullandığımız telesiyejin bitiş noktasından yeni bir telesiyeje binerek zirveye çıkılıyor. Zirveden de 3-4-5 numaralı pistlerden kayıp yine 1 numaraya bağlanmak mümkün. 3 numaralı pist yine yeni başlayan ancak biraz ilerlemişolanlar için uygun; zira 3 ve 1'in toplamı kayıldığında oldukça uzun bir yol yapılmış olunuyor yeni başlayan seviyesi için ve kişi yorulabiliyor. Mert'ten tecrübe ile yazıyorum bu yorumumu :) 4 numaralı pist biraz daha orta seviye ve 5, Bayraktepe'nin sanırım en dik pisti; çok da keyifli. Zirve'den başka bir yöne dönerek 6 ve 7 numaralı pisti de kullanmak mümkün: 6 için Bayraktepe'nin en zor pisti deniliyor ama belli bir zamandır kayıyorsanız çok zorlayıcı bir pist değil; aksine kaymaktan keyif alınan bir pist- yer yer dik ama tamamı dik değil ve oldukça uzun bir pist.

Biz tatil süresince İpek de bizimle olduğu için genelde Kerem'le münavebeli kaymaya çıktık. İpek'le pist başında kızakla ya da telesiyejde tepeye cıkarak zaman geçirdik.Hatta arada kucakta kaydırmış da olabilirim İpek'i !! :P Sanırım İpek de (severse ve isterse eğer) kaymaya başladığında çok çok daha kolay bir tatil olacak...

Peki Sarıkamış'ta kayak tatilinin nelerini sevdik:
- ulaşımını: uçakla Kars Havalimanı'na iniyorsunuz, otel transferinizi gerçekleştirip yaklaşık 40 dakikada otele varmanızı sağlıyor.
- Pistlerini: uzun ve geniş- ve özellikle hafta içi oldukça boş
- otel personelinin yardımseverliğini
- öğretmenlerin çabasını
- çocuklarla çok rahat edilmesini
- bozulmamışlığını

Çok iddialı sözler söylemeyi sevmeyen biri olarak rahatlıkla diyebilirim ki: "Türkiye'de Sarıkamış'ın üzerine kayak merkezi yok!" yani bence:))))



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder