24 Mart 2013 Pazar

okula alışma sürecinde son gelişmeler...

Mert'in okul süreci ile ilgili 2 haftadır hiçbir şey yazmadım, çünkü okulun ilk haftasının sonunda kafamdaki karışıklık ikinci haftada bazı kararlar almamıza ve uygulamamıza, 3. haftada ise bu kararın doğruluğunu test etmemize neden oldu... Şöyle ki: ilk haftanın sonunda okula gitme fikrine nisbeten alışmaya başlayan ancak benden ayrılmayı kesinlikle kabul etmeyen bir Mert vardı... Ben sınıfına gelmemekte direndikçe o kendince bir oyun arkadaşı buldu ve okulun psikologu ve müdürü olan, benim de kendisinin de sevdiği "öğretmen"i kitlemeye başladı. Sadece onunla sınıfa giriyor, onunla bahçeye çıkıyor, onunla yemek yiyor durumuna gelmişti. Okul müdürünün bir veli görüşmesi ya da ofisinde bir işi olduğu zamanlarda da bizimki kıyameti koparıyordu!!Bu birkaç günlük süreçte ben Mert'i okulda tek başına bırakamadım, ama yanına da gitmedim; tüm süreci "fazlasıyla" yakından gözlemleyince aslında kendi sınıf öğretmeninin ne yazık ki duruma kesinlikle müdahale edemediğini, daha doğrusu küçük yaş grubunun her birinin kendince önemli önceliklerine yetişemediğini gördüm. Bu durumda da süreci uzatmanın hiçbir yararı olmadığını düşünerek, Mert'i 2. haftanın sonunda ilk anaokulu maceramızın geçtiği yerden alıp aslında anaokulu araştırma süreci başlamadan önce geçen seneden beri evimizin dibinde olduğu ve çevremde birkaç aileden olumlu sözler duyduğum için aklımda olan anaokuluna götürdüm.

Anaokulu maceramızın 3. haftası burada devam etti. Kısaca şöyle özetleyeyim: birinci gün orada olmamız gereken saatte okula gittiğimizde sınıf öğretmeni Mert'i bahçede karşıladı, bahçeye onun ilgisini çekebilecek birkaç oyun getirdi; sonra Mert'in bana olan bağlılığını görünce okul müdürüyle de bana bilgi verip Mert'i direkt sınıfa aldılar. Mert yaklaşık 1 dakikalık ağlama süreci sonunda benim de ara ara sınıfta onu izlediğim kadarı ile öğretmeniyle (ama diğer çocuklarla değil) 1.5 saat kadar oyun oynadı. İlk gün ikindi kahvaltısına gitmedi ama onun da sebebini sonra evde öğrendim. Öğretmeni ona "biz diğer çocuklarla kahvaltıya ineceğiz, sen de bizimle gelmek ister misin?" diye sormuş bizimki de "istemem" diyince ilk gün için 1.5 saatin de yeterli olacağını düşünerek Mert'i bana  teslim ettiler. Okuldan çıkınca Mert bana "anne ben diğer çocuklarla kahvaltıya gitmek istemedim." dedi. Ben de "tamam oğlum olabilir" dedim. Okul müdürünün tembihlemesi sonucu çok fazla "neden" sorusu sorup Mert'i sorguluyormuşum gibi olmayacaktım. Ben "neden" diye sormasam da Mert'in isterse zaten pek çok şeyi anlatacağını söylemişti okul müdürü, gerçekten de öyle oldu. "Çünkü bugün biz seninle kahvaltı ettik o yüzden bir daha etmek istemedim." diyince yüzümde büyük bir gülümseme belirdi. Mert'e sabah ve ikindi kahvaltısının farklı öğünler olduğunu anlattım, isterse ertesi gün ikindi kahvaltısına katılabileceğini söyledim.

2., 3. ve 4. gün ben yine okuldaydım; sadece benden ayrılırken ağladı, 2-2.5 saat arası sınıfında ve bahçede oyun oynadı, ikindi kahvaltısına katıldı, çıktığında da keyfi yerinde gözüküyordu. Cuma günü okula girerken elimi bıraktı, öğretmeni ile içeri girdi ve bana el salladı. Okul müdürü de aradan bana "isterseniz bugün beklemeyebilirsiniz, istediğinizde gelip alabilirsiniz; aksi bir şey olursa ben sizi ararım." dedi :))) O 2.5 saat bana 1 gün gibi geldi, kendimce ne çok iş sığdırdım o araya anlatamam:))

Bundan sonra nasıl ilerleriz, geri dönüşlerimiz olur mu zaman gösterecek tabii... Ama bu süreçte şunu gördüm: bu okul iyi, şu okul kötü diyemem ama her annenin ve çocuğun karakterine, iletişimine uygun okul  bulmak kilit olan konu ve benim daha önce anaokulu arama süreci ile ilgili yazdığım yazıdaki öncelik listemde baş sırada olduğu gibi öğretmen en en en önemli madde. Yani öğretmen ne kadar yetkinse, çocuk gözünde ne kadar çekici ise anne o kadar gözü arkada kalmadan çocuğu teslim edebiliyor, çocuk da öğretmeninin peşine düşebiliyor...

Son 1 haftalık süreçte ben yorgun değilim, kafam daha önceki 2 hafta kadar sorgulamalar içinde değil; Mert de (benden de mutlaka etkileniyordur) okul fikrini daha benimsemiş ve sevmiş gözüküyor, evde sürekli öğretmenini anlatıyor, şimdilik çok sık olmasa da arada sınıftaki arkadaşları ile ilgili kısa bilgiler veriyor, okuldan onu alınca mutlaka yarım saat bahçede oynamak istiyor:)))

Yarın yeni bir hafta başlıyor, bakalım neler yaşayacağız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder