Çok mu önemsedik bu "anne olmak" kısmını hayatın?
Evet, ben çok önemsedim! Ama kendi hayatımı bıraktım, kendimi çocuklarıma adadım manasında değil pek... Ben, anne olmayı sevdim... Başka bir şey olamadığımdan değil! Başka bir şeylerin yanında en çok keyif aldığım şey olduğundan... Yorgunluğu ve kafa karışıklığı bol, yetemediğin inancı çok olsa da o ilişki içindeki saflığı çok sevdim ben... Bir de çocuktan sonra kendimi, tanımaya çalışmamı, kendi büyümemi anlamaya çalışmamı ilginç buldum ben...
Çocuktan önce umrumda bile değildi evde içtiğimiz sütün pastorize mi, uht mi yoksa çiğ mi olduğu? Benim için evde yoğurt yapmak neredeyse eşitti dumanın hareket denklemini bulmaya! Yediğimiz elmanın da vatanı, milleti, sülalesi, akrabası pek umrumda değildi; zira eve alınan elma 2. haftanın sonunda yenmeyip çürümeye başladığından atılıyor; biz de bu nedenle eve pek meyve almıyorduk! Hatta o dönem "annemin sınav zamanı bir tabağa soyup da masama getirdiği meyveler gözümde tütüyor" demişliğim de çoktur... Kısacası annemle vedalaşmak zorunda kaldığımız 2002 yılından evlendiğim 2006 yılına kadar ve evlendiğim 2006 yılından Mert'in doğduğu 2010 yılına dek (hadi belki hamileliği bu dönemden çıkarabiliriz kısmen) lezzet ve temizlik dışında nerenin malını yediğimin pek önemi yoktu!