Pazar günü bu sefer yanıma evin baba kişisini de katıp
vurdum kendimi yine bir seminere… “Aman ne çok seminer, eğitime gidiyorsun”
diyenler (ya da diye düşünenler) olabiliyor çevremde… Okuyanlardan da bu
şekilde aklından geçiren varsa hemen sabit yanıtımı vereyim: Araba kullanmak
için bile ehliyetimizin olması gerekiyor, çocuk sahibi olmanın ise böyle bir ön
koşulu yok, ben illa ki böyle bir ön koşul olsun ve öyle çocuk doğuralım demiyorum
(zaten ne haddime) ama kendimce çocuk yetiştirmeyi önemsiyorum ve bu nedenle de
çocuklarla ilgili okuyorum, dinliyorum, eğitimlere katılıyorum… 3.5 senelik
annelik tecrübemden edindiğim en temel çıkarım ise duyduğumu, öğrendiğimi,
okuduğumu öyle pat diye uygulamaya geçmemek… Bi’ süzmem gerekiyor, bana uygun
mu, bize uygun mu, çok mu keskin, çok mu belirsiz, vs vs… Haa süzgeçten
geçtikten sonrası mükemmel uygulama mı, tabii ki değil… Hatta doğruyu bile bile
yanlış yaptığım da çok oluyor. Ama
“suçluluk duygusuna ihtiyacımız yok; ihtiyacımız olan pişmanlık duygusu… Telafi
edemeyeceğimiz hiçbir şey yok.” Diyerek Pazar günkü eğitimden en temel aklımda
kalan cümleyi yazarak başlayayım notlarıma…
Pazar günü Montessori ve Kaynaştırma Eğitimini Geliştirme Derneği’nin
Küçük Karabalık Çocukevi’nde düzenlediği #BilinçliEbeveynlik seminerinde “Çocuk
Gelişiminde Anne Baba Etkisi”ni Fatma Tosuntaş Karakuş’tan dinledik. İlk olarak
çocukların yaşlara göre gelişimlerini anlattı Fatma Hanım bizlere:
0-2 yaş Gelişimi
- ·
Temel GÜVENe
karşı güvensizlik dönemi. Bu dönemde anneyle sağlıklı ilişkinin kurulması
gerekir. Yani bebek “korunaklı bir dünyada yaşadığına” inanmaya ihtiyaç duyar.
- ·
Bebeğin “zihinde tutulmaya” “regüle edilmeye”
“ihtiyaçların karşılanması”na ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacın karşılanması ya da
karşılanmaması yetişkinlik hayatını etkiler.
Burada
Fatma Hanım, doğrunun “mükemmel anne
babalık yerine yeterli anne babalık” olduğunu vurguladı. Bu cümle günümüz
anne babaları olarak bizlerin aklından hiç çıkmaması gereken cümlelerin başında
geliyor bence. Temeli sağlam attığımız takdirde çocuğun bu dönemden gelen
eksikliklerini kapatabilmesi daha kolay olabiliyormuş.
- ·
“Zihinde tutulmak” ne demek?- Bebeğin zihnini
bulmak çok zordur. Anne, bebeğin zihnini sürekli arar. Anne ile bebeğin zihni
ara ara eşleşir, işte bu zamanlar çok kıymetli. Çünkü bebek kendini güvende,
“anlaşılmış” hisseder.
- ·
0-2 yaş döneminde sağ beyin devrededir. Sol
beyin (bilinç ve mantığın adresi) ise 2 yaşında gelişmeye başlar 25 yaşında
gelişimini tamamlar. 0-2 yaş dönemini hatırlamamamızın nedeni de bu dönemde
sadece sağ beynin devrede olması.
- ·
0-2 yaş döneminde yaşananlar bilinç hafızasında
bulunmaz; ”beden hafızası”nda bulunur ve beden hafızası da aslında hiçbir şeyi
unutmaz. Bu dönemde yalnız bırakılan ve ağlayan bebeğin bu yaşanmışlığı beden
hafızasında kayıtlı kalır. Yetişkinlik döneminde yalnız kaldığında ya da eşine,
çocuğuna telefonla ulaşamadığında normalden fazla panik yaşayabilir.
- ·
0-2 yaş döneminde bilinç ve muhakeme yeteneği
yokken bebek annenin desteğine ve anneye sağlıklı bağlanmaya muhtaçtır.
Sağlıklı bağlanan bebek, yeterli ebeveyn desteği gören bebek bu dönem için
travmatik bir olay yaşasa da (örneğin bir operasyon geçirmek zorunda kalması)
ebeveynlerinin desteği ile bu travmayı atlatır.
2-3
yaş Gelişimi
- ·
Özerkliğe karşı utanç ve şüphe evresi
- ·
Bireyselleşme ihtiyacı ortaya çıkar.
- ·
Çocuğun anneden ayrı bir varlık olduğunu anlamasıyla
başlayan süreç, özerkleşme ihtiyacı annenin güven veren ve koruyan işlevi
olmadan çocuk özerkleşemez.
- ·
İnatlaşma problemi, bu evredeki çözülememiş
meselelerden ileri gelir.
- ·
Çocukları 3 gruba ayırmak mümkün: “Asi çocuk” da “uyumlu çocuk” da aslında
anneye bağımlı çocuktur. Her ikisi de sağlıklı değildir aslında. Sağlıklı olan
“normal çocuk”tur.
Bir örnek vermek gerekirse anne-çocuk
ilişkisinin problemli olup olmadığı kakadan anlaşılabilir. Kaka, çocuğun
bedeninden çıkan bir üründür. Çocuk kendi iktidarını kuramadığında,
bireyselleşmesinde sorun yaşadığında bunu kakalı bezini anneye vermeyerek
yansıtabilir. Anneyle çocuk araasındaki sıkıntı giderildiğinde kaka sorununun
da çözüldüğü görülecektir.
ÖNEMLİ!!! Yeni
nesil ebeveynlerde suçluluk ve yetersizlik duyguları görülmekte. Bizlerin anne baba
olarak suçluluk duygusuna ihtiyacımız yok. Suçluluk duygusu sabote etme
özelliği taşır. Suçluluk yerine pişmanlık is onarmayı getirir. Ebeveyn olarak
çocuğu ne kadar kısa sürede onarabilirsek yaşanan negatif olayın hafızada kalmasını
engellemiş oluyoruz. Bu nedenle “onaran
ebeveyn” olmak çok önemli.
ÖNEMLİ!!! Çocuklarımızın
sağlıklı büyüyen çocuklar olabilmeleri için öncelikle anne babanın kendine iyi
bakması gerekir.
3-6 yaş Gelişimi
- ·
Girişimciliğe karşı suçluluk evresi
- ·
Çocuk hep bir şey yapmak, bir şeyler üretmek
ister.
- ·
Bu dönemde girişimcilik isteği bastırılırsa
suçluluk duygusu gelişir. Suçluluk duygusu sabote eden bir duygu, sürekli aynı
konuda hata yapmayı getiriyor.
- ·
Bu dönem aynı zamanda Odipal Dönem – çocuk bu dönemde bir cinsiyet olarak kendini
geliştiriyor, karşı cinsle olan ilişkiyi öğreniyor. Bu dönemin sonunda “ensest
yasağı” konulmuş olmalıdır. Bu dönemin sonunda örneğin erkek çocuğu “annenle
evlenemezsin ama annen gibi güzel, iyi vs bir kadınla evlenebilirsin.”i
öğrenmeli. Bu dönemde birlikte uyumak doğru değildir.
- ·
Bu dönemde erkek çocuk babayı, kız çocuk ise
anneyi rakip olarak görür. Örneğin erkek çocuk anneyle uyuduğu zaman babayı
–yani rakibini- alt ettiğini düşünür, bu durum ileride suçluluk duygusunu ortaya
çıkarır. Babayla hem rekabete girmek ister, hem de kazanmak istemez.
- ·
Bu dönem, çocukla ebeveynler arasında
çatışmaların çok yoğun yaşandığı bir dönemdir.
- ·
Kendini ifade etme yetisi henüz çocukta
gelişmediği için mastürbasyon, parmak emme, altına kaçırma gibi semptomlar
ortaya çıkar.
- ·
Bu dönemde çözülememiş sorunlar ergenlik
döneminde katlanarak ortaya çıkar.
Normal Olanı
Bilmek
·
Çocuklardaki sorunların büyümesinin nedeni çoğu
zaman soruna ailenin panikle ve çok yoğun bir kaygıyla yaklaşmasıdır, yaşanan sorunun
kalıcı olacağını zannetmesidir. Anne baba, panik olursa bu panik çocuğa da
geçer, sorun kemikleşir.
·
Çocuğun anneyle geçirdiği keyifli zamanının
azalması semptomun ortaya çıkmasına neden olur.
·
Çocuk yalan söyleyebilir. İlk yalanı çok
kıymetlidir. Çünkü ilk yalanla çocuk annesinin onun zihnini okuyamadığını
keşfeder:
Anne: Çatalı gördün mü?
Çocuk: Hayır!
Anne: Peki.
Çocuk: (aaa annem benim aklımdan geçeni okuyamıyormuş!)
·
Yalan, ayıp gibi kavramlar çocuk için soyuttur.
·
Çocuk, öfke krizleri yaşayabilir, ancak kendi
başına regüle olamaz. Anne babanın önemli rolü çocuğu teskin etmek.
·
Bu dönemde çocuk cinsellikle ilgili konuları
merak edebilir. Arkadaşının cinsel organına bakabilir, kendi cinsel organını
gösterebilir. Bu dönemde çocuk sordukça çocuğa bilgi vermek gerekir.
·
Anneyle babayla inatlaşır. Otorite kurulamazsa
korkan anne baba duygusu çocuğa verilmiş olur!
GELİŞİMSEL
MESAJLAR*
Gelişimsel mesajlar hepimizin duymaya
ihtiyacı olduğu, çoğumuzun da bu yaş dönemlerinde ebeveynlerimizden
duyamadığımız mesajlardır. Bu mesajlara uygun tutum, davranış ve sözle çocuklarımıza bunları
iletebiliriz. Bu mesajları çocuğumuzla ilişki halindeyken, onun hayal gücünü
destekleyerek, sorularına cevap vererek, sebep sonuç ilişkisine yardımcı
olarak, sosyal açıdan davranışlarını ödüllendirip anlaşılır ve uygun
sınırlandırmalar koyarak verebilirmişiz.
0-18 ay
- · İyi ki doğdun, iyi ki yaşıyorsun.
- ·
Sen buraya aitsin.
- ·
Senin ihtiyaçların benim için önemli. (TV’de
duydum > 15 dakika emzirin diyor> bebeğimi 15 dakika emziriyorum à bu bebeğimin ihtiyacı
olmayabilir!)
- ·
İyi ki sen sensin.
- ·
Kendi hızında büyüyebilirsin.
- ·
Seni seviyorum ve sana isteyerek bakıyorum
- ·
Araştırır ve deneyebilirsin. Seni destekler ve
korurum.
- ·
İhtiyacın olduğu kadar tekrarlayabilirsin.
- ·
Her şeye ilgi duyabilirsin.
- ·
Bir hareketi başlatmanı, büyümeni ve öğrenmeni
izlemek bana zevk veriyor.
- ·
Hareketli olduğunda da sessiz sakin olduğunda da
seni seviyorum.
18 ay- 3 yaş
- ·
Kendi başına düşünmeye başladığın için memnunum.
- ·
Öfke duyabilirsin. Ben senin kendine ve
başkasına zarar vermene izin vermem.
- ·
Hayır diyebilirsin ve sınırları ihtiyacın olduğu
kadar zorlayıp test edebilirsin.
- ·
Sen kendin için düşünmeyi öğrenebilirsin, ben de
kendim için düşünebilirim.
- ·
Aynı anda hem düşünebilir hem hissedebilirsin.
- ·
İhtiyacının ne olduğunu bilebilir ve yardım
isteyebilirsin.
- ·
Benden ayrışımını yapabilirsin ve ben yine seni
sevmeye devam ederim.
3-6 yaş
- ·
Kim olduğunu araştırabilir, başkalarının da kim
olduğunu keşfedebilirsin.
- ·
Güçlü olup aynı zamanda yardım da
isteyebilirsin.
- ·
Güçlü olmak için değişik roller ve yollar
deneyebilirsin.
- ·
Davranışlarının sonuçlarını keşfedebilirsin.
- ·
Bütün duygularını kabul ediyorum.
- ·
Neyin gerçek, neyin hayal olduğunu
öğrenebilirsin.
- ·
Seni sen olduğun için seviyorum.
Çocuklar Neye
İhtiyaç Duyar
Çocuklar onaylanmaya, beğenilmeye, önemsenmeye, takdire,
teskin edilmeye, rahat hareket edebilmeye, kendine ait alan oluşturmaya,
saygıya, koşulsuz sevilmeye, geribildirime, sınırlara, başarmaya ihtiyaç
duyarlar.
ÖNEMLİ!!!
Çocuk örneğin heyecan duyduğu bir şeyi anne babasına anlattığında aynı heyecanı
anne babasının yüzünde görebiliyorsa bu çok çok değerli…
·
İhtiyaçların az verilmesi de çok verilmesi de
aynı etkiyi yapar. İhtiyaçlar doyurulmamış olarak kalır ve yetişkinlik
yaşamında doyum aramaya devam eder.
Duygular ne işe yarar
·
Öfke, korku, merak, şehvet, üzüntü, bağlanma,
sevgi
- Öfke ve korku sakinleşmesi zor duygular; bebekte
daha da zor. Annenin bebeği izleyip onu teskin etmesi çok değerli.
- ·
Duygularımız bizi korur.
- ·
Duygular önemli olan şeye dikkatimizi çeker ve
öğrenmeyi hızlandırır.
o
Örneğin ilişkilerde korku kanalı işlemediği
zaman karşı taraf bir imada bulunarak bizi rahatsız ettiğinde kişi cevap
veremez. Haftalarca kendi içinde büyütür ve kişiye sorun daha da çözülemez
görünür.
ÖNEMLİ!!! Ne
kadar çok duygu ile karşılaşmış çocuk> o kadar dirayetli bir yetişkin
UNUTMAMAK GEREK:
·
Duygular yargılanamaz
·
Sınır duygulara değil yöntemlere konulabilir. à Öfkelenebilirsin ama
bana vuramazsın!
ÇOCUKLARLA
İLETİŞİM KURARKEN KULLANACAĞIMIZ DİL
Neden? Sorusu
yerine Nasıl?
Eğer… yerine Ne zaman?
Yapma! yerine Yap! (beyin –me, -ma ekini algılamaz)
Başka??
Nasıl başardın?
AİLE SİSTEMLERİ
·
- Aileler içinde anne, baba ve çocuk ilişkisi
aileden aileye değişebilmektedir. Ancak
sağlıklı olan anne ve babanın birlikte hiyerarşik olarak üstte, çocuğun altta
olmasıdır. Bunun dışındaki diğer tüm yapılarda bir semptom çıkacaktır. Günümüz
aile yapısında çocuğa verilen aşırı güç ile aşağıdaki ikinci şema sıklıkla
görülmektedir, bu aile yapısında çocuğa sınır koyulamadığı görülür ve bu çocuğa
yapılmış bir kötülüktür.
- ·
Sistem içinde öncelik çocuk değildir; eştir!
- ·
Çocuğa otoriter anne baba olurken rencide edici
otorite ile rencide edici olmayan otorite birbirine karıştırılmamalıdır.
- ·
Sınır çocuğa ızdırap vermek için konmaz.
Kendisine ve başkasına zarar verdiğinde / vereceği durumlarda sınır konulur.
- ·
Bir çocuğa anne babasından gelmesi gereken mesaj
şudur: “Her şeyi isteyebilirsin, ancak ben senin kendine ve/ya başkasına zarar
vermene izin vermem.”
- ·
Çocuğun kendisine ve başkalarına saygı gösterme
zorunluluğundan taviz verilemez.
- ·
Çocuk daha güçlü ve daha sorumlu olmak için
dürtüleri sınırlayan yasakları kabul etmek zorundadır.
Temel Ebeveyn İşlevleri
- ·
Çocukların güven veren ebeveynlere ihtiyacı
vardır.
- ·
Çocuğa uygun ve çocuğu geliştiren sınırlar
konulmalıdır. (Örneğin “oyun oynayabilirsin ancak misafir gelecek odanda
oynayabilirsin, salonda değil.)
- ·
Erken dönemden bir travma yoksa ve köklenmiş bir
sorun değilse semptom fark edildikten sonra
doğru anne baba davranışıyla sorun kısa zamanda çözülür.
- ·
Sınır konulmamış çocuk okulda engellerle
karşılaşıyor, ne yapacağını bilemiyor!
- ·
Sınır konmayan çocuklar başkalarının sınırlarını
zorlayan manipulatif yetişkinlere dönüşürler.
·
Teskin etmek ne demek?
o
çocuğun üzülmemesini sağlamak değil
o
Anne babanın çocuğun duygularını ve bedenini düzenleyici
işlevi
·
Regüle etmek ne demek?
o
Beynin kendisini güvende hissetmesi
o
Yüzümüzü (yumuşak bir yüz), sesimizi (ninni
söyler tonda bir ses) ve bedenimizi kullanarak çocuğumuzu regüle edebiliriz.
ÖNEMLİ!!! 0-6 yaş döneminde çocuğu ağlarken yalnız
bırakmamamız gerekiyor.
AKTARIMLARIMIZ
- ·
Amaç geçmişi deşmek değil. Yetişkin muhakememizle
çocuk değerlendirmelerimizden çıkmamız gerekiyor.
- ·
3 nesil önce büyükannemizin yaşadığı sorun bizde
devam ediyor olabilir. Bunu engellemek için kendimizi çok iyi tanımamız
gerekli.
- ·
Nesiller arası aktarım ne demek? 25 yaşında ölen
bir babanın oğlunun 25 yaşında depresyona girmesi.
- ·
Çözemediklerimizde koruma mekanizmaları devreye
giriyor. Çözümlenememiş sorunlarda 5 yaşında kullandığımız savunma mekanizması
ile 35 yaşındaki aynı olmamalıdır, değişmelidir.
- ·
Çocuğa “özne çocuk” yerine “nesne çocuk” olarak
davranmamız da aktarımlarımızın bir sonucu. Örneğin, kendime iyi anne baba
olduğumu kanıtlamak için çocuğu kurstan kursa sürüklüyorum ancak bunu o istiyor
mu farkında bile değilim!! Çocuğa nesne olarak davranıldığında çocuk bunu her
koşulda anlayacaktır.
- ·
Anne kendisi üşüdüğü için çocuğu kat kat
giydirmesi bile çocuğa nesne olarak yaklaşmasının bir göstergesi.
AYNALAMAK
·
Çocuk, kaynak duygu ve düşüncelerinin farkında
değildir. Ona davranışı ve kaynağını aynalamak, kendisini görmesini sağlar:
o
“Seni anlıyorum.”
o
Empati kurmak
o
Görülen davranışı söze dökmek.
·
Duyguları anne babası tarafından aynalanan çocuk
anlaşıldığı için güven duyacaktır ve sakinleşecektir.
·
Duygularını regüleetmeyi öğrenmiş olan çocuk
hayatta zorlanmaz.
ÖNEMLİ!!!
Ateşte eriyen tereyağ gibi eriyen değil, suda haşlanıp sertleşen çocuk
yetiştirmek gerek!
Günümüzde
Çocuk Yetiştirirken Takıldığımız Noktalar
Fatma Hanım seminerin sonlarına doğru benim
çok hoşuma giden bir konuya değindi:
- ·
Çocuk,gün içinde yemesi gereken 10 gram fındığı yemediğinde
hastalanmaz, bitap düşmez!
- ·
“Çocuk travmatize oldu, öldük bittik” diye bir
şey yoktur
- ·
“Aman çocuk acı çekmesin!” demek çözüm değil
çözümsüzlük getirir. Duyguları engellememek gerekir.
- ·
Anne ve babalarda eksiklik ve yetersizlik
duyguları hakim!
- ·
“piyano kursuna gitmezse hayatı kayar” düşüncesi
ne yazık ki hakim
- ·
Cam gibi kırılgan değildir çocuklar; bunu
aklımızda tuttuğumuzda daha makul davranmamız daha mümkün gibi gözüküyor.
Ben bu eğitimden ne öğrendim?
- ·
Çocuklarımızdan
korkmamamız gerektiğini
- ·
Tabii ki sınırlar
koymamız gerektiğini
- ·
Duyguları bastırmamamız
gerektiğini
- ·
Çocuğumuzla olan
ilişkimizde sözlü mesajları verirken davranışlarımızın ve bizim içinde
bulunduğumuz duyguların ne kadar önemli olduğunu
- ·
Suçluluk duygusunun kötü
pişmanlık duygusunun onarıcı olduğunu kendi adıma öncelikli olarak aldım.
Her eğitimde olduğu gibi bu eğitimden de bazı kitap
tavsiyeleri ile ayrıldık:
-Freud’a ne yaptık da çocuklarımız böyle oldu. Catherine Mathelin Kitap Yayınevi
-Ailede iyileştirici sevgi Harville Henderix – Helen Hunt Kaknüs Yayınevleri
-Geçmiş şimdi olduğunda -David Richo, Kuraldışı yayınevi
-Hakettiğiniz Aşkı Yaşayın Harville Hendrix sistem yayınevi
-Öfke Dansı Harriet Lerner Varlık yayınları
(*) Uzman Psikolog Fatma T. Karakuş’un makalelerinden alıntıdır.
Karakuş’un alıntısının kaynağı: Unutkan Erkekler ‘Hadi’leyen Anneler, Fatma Torun Reid, Remzi Kitabevi
* 12 Aralık 2013 tarihinde www.internetanneleri.com'da yayınlanmıştır.